Azmettiler ve Başardılar Türk Lezzetlerini Dünya’ya Tanıttılar

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Azmettiler ve Başardılar Türk Lezzetlerini Dünya’ya TanıttılarAhmet KAPLAN -İZMİR- Birlik Haber Ajansı – (BHA)
 
Türkiye’de Gıda sektöründe kısa zaman büyük hikayeler yazabilen çok az sayıda işletmeye sahibiz. Bu işletmelerden birisi de İzmir’de faaliyet gösteriyor. Ar-Ge, Ür- Ge ve İnovasyonla sektöründe adını özellikle yurtdışında duyuran bir Türk markası olan Akcelep Gıda, Türkiye’de üretilmeyen ürünleri üreterek Türkiye’nin tarım sektörüne de büyük destek ve katkı sağlıyor.
Türkiye’nin tarım ürünlerini katma değerli ürünler haline getirerek kıtalararası dünya lezzetleri arasında yer almasını sağlayan ve bu alanda bir hikaye yazan başarının arkasında ise Ersin Celep ve Deniz Celep kardeşlerin azmi, kararlılıkları var.
Türk tarım ürünlerinden bir dünya lezzeti çıkararak, 200 çeşit ürün üreten başarıdan başarıya koşan dünyanın en büyük marketlerinde bir Türk markası olarak raflarda yerini alan bu başarının hikayesini Ersin ve Deniz Celep kardeşler ile konuştuk.
 
Bu hikaye nasıl başladı?
Ersin Celep: Aile Selanik’ten göç eden bir aile.1953 yılında dedem Mustafa Celep İzmir’de çırçır fabrikası kuruyor. İş hayatına girişimizde bu şekilde oluyor. Babam Ali Celep 2000 yılına kadar aile şirketinde idi. Biz 1999 yılında diğer aile şirketlerinden ayrıldık. Babam bu süreçte 2000 yılında Akcelep firmasını kurdu.
 
Akcelep ne zaman kuruldu ve amaç neydi?
Akcelep taze bir firma 23 yıllık bir süreçten bahsediyoruz. Biz pamuk işi yapıyorduk. Bugün geldiğimiz nokta o zaman benim hayalimdi.
Babam pamuk işine hakim olduğu için biz pamuk işi ile başladık. Çırçırcılık ile devam ettik. Sonrasında bu işler gelişince artık o işleri de devam ettirmiyoruz. Amcamlar devam ediyorlar. Bizde yaklaşık 6 sene kadar o işi yaptık. Sonrasında ben devam etmek istemedim. Benim projelerim farklıydı.
Biz diğer aile ile birlikte iken de gıda sektörünün içinde vardık. Yurtdışında İngiltere’de eğitim sürecinde farklı hedeflere odaklandım. Benim de ilgi alanım gıda sektörüydü. Çünkü gıda durmayan bir sektör. Bunu Korona döneminde de yaşadık.
 
Kardeşler arasında işletme de nasıl bir görev dağılımı var?
 
Deniz Celep: Akcelep Pamuk Gıda Tarım Ürünleri firması Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Celep, bende Yönetim Kurulu Başkan yardımcısıyım.
 
Üretim tesislerinde neler yapıyorsunuz? Üretim kapasitesi nedir?
Deniz Celep: Biz Türkiye gıda sektöründe yer alan pastörize edilebilir uzun raf ömrü olan cam ya da teneke ambalajlarla son tüketime hazır konserve ve sos gıdalar üreten bir fabrikayız.
Üretim hatlarımızda pastörize edilebilir ürünler üretiyoruz.
25 milyon kavanoz, 10 milyon kg kadar teneke, 5 milyon litre sos üretebiliyoruz. Bunların hepsinin analizlerini sağlayıp kalite güvenliği açısından en yüksek standartlarda üretiyoruz.
Tesisimiz, 40 bin metrekare açık, 18 bin metrekare kapalı alandan oluşuyor. Sadece ihracata yönelik faaliyet gösteriyoruz.
Fabrikamız 12 ay faaliyet gösteriyor. İşleme tesisimizde aslında yaş sebze meyveye bağlı olarak en yoğun olduğumuz dönem Haziran ve Ekim aylarıdır. Fakat biz ürün grubumuzu genişlettiğimiz, diğer ürünleri de yıl boyunca yaptığımız için 12 ay açık olan ve çalışan bir işletmeyiz. Bulunduğumuz alan Ulukent Sanayi alanı. Buranın avantajı hem İzmir limanı, hem de Aliağa limanına yakın olmasıdır. İhracatla ilgili lojistik avantajımızı kullanıyoruz.
 
Hangi marka ismini kullanıyorsunuz?
Kendi ürünlerimizi Mezita, Yes Chef ve Sosco markası ile ihracat yapıyoruz. Türk biberini, domatesini daha katma değerli ürün olarak yurtdışındaki son tüketiciler ile buluşturuyoruz. Hepsinin hem üretim şekilleri, hem formülasyonları hem de istenilen taleplere istinaden Türk ürünlerini, özellikle yerel ürünlerin ihracatını gerçekleştiriyoruz.
 
Kaç ülkeye ve hangi lokasyonlara ihracat yapıyorsunuz?
Yaklaşık 35 ülkeye ihracat yapıyoruz. Tabi bu dönemsel olarakta değişiyor. Ağırlıklı pazarımız Avrupa. Avrupa ülkelerinin çoğunda varız. Bunun dışında A.B.D. Avustralya, Japonya ve Singapur gibi ülkelere de gönderiyoruz. Ortadoğu pazarımız giderek artmakta. Bu ülkelerin hepsine ulaşmaya çalışıyoruz.
 
İYİ TARIM UYGULAMALARINA
ÇOK ÖNEM VERİYORUZ
Sürdürülebilir ürün için hammadde tedariği kalite ve standartlar içinde iyi tarım uygulamaları çok önemli. Bu konuda neler yapıyorsunuz?
 
Biz ürünlerimizin çevresel boyutu, sürdürülebilir olması, yerel üreticileri destekleyerek yaptığımız üretimlerimiz özellikle sözleşmeli tarımla büyük destek sağlıyoruz. Sözleşmeli tarım ülkemiz için çok önemli. Biz firma olarak iyi üründen iyi sonuç çıkacağına inanıyoruz. Tüm yaptığımız alımlarda bu bizim için kritik bir konu. Her üründe pestisit analizleri yapıyoruz. Ürün daha fabrikamıza gelmeden tarladan test analizleri yapıyoruz. İyi tarım uygulamaları çok önemli. Doğru ilaçlama yöntemlerinin kullanılması ve kesinlikle ilaç kalıntısı olmamasına çok dikkat ediyoruz. Genel ürün gruplarımızın hepsinde iyi ürün almaya çok dikkat ediyoruz. Doğru hammaddeyi almak ve ürünün doğru koşullarda yetişmesi, kalite ve standartlarımız için vazgeçilmezdir. Çünkü çevre konusu sulamadan itibaren başlıyor. Çiftçilerimizi damlama sulama yöntemiyle yetiştirmeye teşvik ediyoruz. Su kullanımını ve karbon ayak izini azaltmaya çalışıyoruz. Bunlar gibi farkındalık yaratan çalışmalarda yürütüyoruz.
 
DENETİM VE İZLENEBİLİRLİK
Denetlenebilir ve İzlenebilirlik standartlarını ve bu süreçleri nasıl sağlıyorsunuz?
Tüm dünyada geçerli olan sertifikalara sahibiz. Bunlar yurtdışı denetim ağı. Burada zaten çok yüksek gıda standartları koşulları belirlendiği için bizde bu koşulları standartları, uygulamaya çalışıyoruz. Habersiz denetime açık bir işletmeyiz. Her türlü denetime tabi tutuluyoruz. Tüm ürünlerin üretilmesinde izlenebilirlik var. Bize gelen ürünlerin hangi üreticiden ve hangi koşullarda geldiği ve hangi gün hangi hatlarda işlendiğine kadar hepsinin takibini yapabiliyoruz. Bunların hepsinin ayrı ayrı formları tutuluyor. Tüm bunların getirdiği büyük bir sorumluluk var.
 
500 KİŞİYE DOĞRUDAN
İSTİHDAM SAĞLIYORUZ
Kaç kişiye istihdam sağlıyorsunuz?
Sistemleri doğru kurabilmek için fabrikamızda 15’ten fazla gıda mühendisi istihdam ediyoruz. Doğrudan 500 kişiye istihdam sağlıyoruz. Tedarikçiler, lojistikçileri sözleşmeli tarım yaptığımız kişiler hariç.
 
Ar-ge ve Ür-Ge konusunda nasıl bir çalışma yapıyorsunuz?
En çok önem verdiğimiz ürün geliştirme ve ürün araştırmadır. Ar-ge ve Ür- ge bizim için çok önemlidir. İnovasyon faaliyetlerimiz hız kesmeden devam ediyor. Sektörümüzde belli ürünlerde öncü olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. TÜBİTAK gibi kuruluşlarla güzel projeler gerçekleştirip bunları üretime dönüştürüyoruz.
 
200 ÇEŞİT ÜRÜN GAMINA SAHİP
Ürün gamınız nasıl? Kaç çeşit ürün üretebiliyorsunuz?
Ürün gamımız çok geniş bir ağa sahip. Her yıl ilaveler ile ürün çeşitliliğinde 200 sayısına ulaştık. Biz kendi bünyemizde sos çeşitleri ve tüketime hazır gıda ürünlerini de ekleyerek çeşitliliğimizi artırdık. Birçok ürünü kavanozda veya farklı ambalaj formlarında son tüketici ile buluşturuyoruz.
 
ÜRÜN VE PAZARIN UYUMUNA GÖRE ÜRETİM
Farklı kültür ve coğrafyalarda ülkeler ihracat yapıyorsunuz? Ürün ve pazar uyumu yapıyor musunuz?
Önce ülkeye göre pazar analizi yaparız. Bizim Türkiye’de ürettiğimiz bu ürün hangi formülasyona göre onların damak tadına uyuyorsa ona göre o ülkeye özel uyum çalışması yapıyoruz. Sonuçta farklı coğrafyalarda farklı lezzet kültürüne sahip 35’e yakın ülkeye ihracat yapıyoruz.
Mesela soğuk ülkelerde daha tatlı ürünler tercih edilirken, sıcak ülkelerde daha ekşi ürünler tercih ediliyor. Ülkelerin damak tadına göre üretim yapıyoruz. Sadece bu konuda çalışan pazarlama ve satış ekibimiz var. Çünkü doğru ürünlerde doğru pazarları eşleştirmemiz ürünlerin uzun dönem ihracat yapmamızı sağlıyor. Firma olarak sektördeki en büyük farklılığımız çalıştığımız müşterilerimize bir müşteri gibi değil, kendi partnerimiz gibi bakıyoruz.
 
HEP YENİLİĞE ÖNCÜLÜK ETTİK
Hangi ürünler ile ilk adımı attınız? Gıda sektöründe yenilik fikri nasıl oluştu? Bundan sonraki hedefleriniz neler?
Ersin Celep: Gıda sektörünü zaten yakından izliyorduk. Başlangıçta ilk ürün olarak Enginar üzerine bir çalışma ile başladık. Yurtdışından görüştüğümüz firmalardan dostlarda bize bu alanda yatırımın Türkiye için fizibıl olduğunu söylediler. Nitekim bizi doğru yönlendirmişler. İyi ki bu alana kaymışız. Çünkü her sene üstüne koyabiliyorsun. Hep yeniliğe öncülük etmeyi tercih ettik. Türkiye’de bizim konseptimiz de firma yok.
Biz katma değerli, son tüketiciye hitap eden ürünler üretiyoruz. Bunun yanında Private Label için de ürünler üretiyoruz.
 
DÜNYADA SON YAŞANANLAR
BİZE YENİ FIRSATLAR SUNUYOR
Yeni hedefimiz bizim markamızın yeni ürünlerle birlikte Türkiye’de olmayan, daha önce üretimi gerçekleşmeyen bazı ürünleri de portföyümüze katmak olacak. Bu şansta bize şöyle geldi. Şu anki mevcut dünya konjonktüründen dolayı geldi. Yurtdışında bazı fabrikaların yaşamış olduğu bazı sıkıntılar bu fırsatı bize getirdi. Enerji tedariğinde ve fiyatlarında yaşanan sorunla birlikte üretim problemleri, Korona ile birlikte Uzakdoğu’dan hammadde tedarikinden yaşanan sorunlar ve bir süreç vardı. Zaten bizim asıl rakiplerimiz yurtdışında. Bu konjonktür bize bu anlamda bir fayda sağladı. Yurtdışında ki firmaların daha önce Türk ürünlerine karşı negatif olan alıcılar bunu denemeye karar verdiler. Bizde bu fırsattan istifade pazara girdiğimizde kolay kolay çıkmayız.
 
İNGİLTERE VE İRLANDA DA
YENİ MERKEZLER KURUYORUZ
Yurtdışına açılmayı düşünüyor musunuz?
Yurtdışında kendi oluşumumuzu yapmaya karar verdik. 2023 yılı itibariyle İrlanda (Dublin) ve İngiltere’de (Londra) merkez oluşturacağız. AB menşeili ülkeler için İrlanda, İngiliz topluluğu içinde İngiltere de şirketleşme yoluna gidiyoruz. Bu bölgelerde şirket kurma hedefimizi 2023 yılının ilk çeyreğinde gerçekleştirme hedefindeyiz. İrlanda Avrupa üssü olacak. Kendi şirketlerimizle faaliyet göstermek Avrupa pazarı ve diğer pazarlar için bize büyük ivme kazandıracak. Bu bölgelerde yapacağımız şirketleşmeler Avrupa için satış, dağıtım ve pazarlama görevi de görecek. Şu aşamada iç piyasaya girmeyi düşünmüyoruz. Bizim hedefimiz her zaman yurtdışıdır.
Biz Türkiye’de üretilmeyen ürünleri üretiyoruz. Uzakdoğu Sosları yapıyoruz. Şimdi Güney Kore Sosları üreteceğiz. Firma olarak çok kritik bir üst seviyeye atlıyoruz. Ama her zaman çok çalışmamız gerektiğini de asla unutmuyoruz. Önümüzde Enerjimizi çok verimli kullanmamız gereken 2 yılımız var.
 
DÜNYA DA GÜÇLÜ TÜRK
MARKALARI OLMALI
Stratejileriniz neler? Markalaşma konusunda neler düşünüyorsunuz?
Yatırımlarımızın çoğunu tamamladık. Hedef şimdi pazarı kuvvetlendirmek. Kapasite olarakta buna hazırız. Biz fuarlara katılmayız. Farklı bir satış politikamız var. Müşterilerimizle uzun vadeli çalışırız ve fiyatı da biz belirleriz. Dünya genelinde 35 ülkedeki en büyük süpermarket zincirlerine ve gıda endüstrilerine ihracat gerçekleştiriyoruz.
Dünya’da hala markalaşabilen Türk markaları olmayışı bizi üzüyor. Biz kendi markalarımızla ihracat yapıyoruz. Kendi ürünlerimizle de markalaşmayı hedefliyoruz.
Çok sayıda çiftçimiz ile sözleşmeli tarım olarak çalışıyoruz. Bu konuda da Türk tarımına çok önemli katkı sağlıyoruz. Çünkü çiftçilerimize tohumdan gübreye, ilaca kadar her türlü desteği ve danışmanlığı veriyoruz. Bu ülkemiz tarımı içinde büyük bir kazanımdır.
Şu anda 3 firma ile faaliyet gösteriyoruz. Akcelep, Ersin Celep Dış Ticaret ve 2 E tarım Gıda
 
2018’DEN BU YANA VERGİDE HEP İLK ÜÇTEYİZ
483 MİLYON TL İHRACAT YAPTIK
İhracat rakamlarınız nasıl? 2022 yılında ne kadar ihracat gerçekleştirdiniz?
2022 yılında 483 milyon TL ihracat gerçekleştirdik. 2018’den bu yana her zaman sektörde en çok vergi ödeyen ilk üçte yer alan bir firmayız. Bu da yaptığımız katma değerli ürünlerin bir sonucudur. Sabrettik, çok çalıştık ve başardık. (Birlik Haber Ajansı-BHA)

Azmettiler ve Başardılar Türk Lezzetlerini Dünya’ya Tanıttılar