İspanya‘da 37 milyon seçmen, 350 parlamenter ve 265 senatörü belirlemek üzere sandık başına gitti. Normalde yıl sonunda yapılması gereken seçimler, 28 Mayıs’taki yerel seçimlerin sonuçları nedeniyle Sosyalist İşçi Partisi (PSOE) Başkanı ve Başbakan Pedro Sanchez tarafından erkene çekildi. Bu seçimler, ülke tarihinin en kritiklerinden biri olarak görülüyor ve sol ve sağ bloklar arasında büyük bir mücadeleye sahne olacak. Ayrıca, seçim sonucunda aşırı sağın iktidar ortağı olması ihtimali, 1975 yılından bu yana ilk kez gündeme gelebilir, böylece diktatör Francisco Franco döneminin sona ermesinden bu yana aşırı sağın ilk defa bu kadar güçleneceği bir dönem yaşanabilir.
Anketlere göre muhalefetteki Halk Partisi’nin seçimlerden birinci sırada çıkacağı, ancak mutlak çoğunluğu elde edemeyeceği tahmin ediliyor. Bu durumda, PP’nin liderliğindeki Alberto Nunez Feijoo’nun aşırı sağcı Vox ile koalisyon kurması bekleniyor. Vox, 2019’dan bu yana İspanya meclisinde ve son yerel seçimler sonrasında 140’tan fazla belediyede PP’yle ya da tek başına yönetimde bulunmuştu. Şimdi ise hedefi iktidar ortağı olmak. Vox lideri Santiago Abascal’ın göçmen karşıtı açıklamaları ve diğer Avrupa ülkelerinin aşırı sağ liderlerinden aldığı destekle dikkat çekiyor.
Öte yandan, Başbakan Pedro Sanchez’in olası koalisyon tercihi küçük sol partilerin birleşmesiyle oluşan Sumar isimli koalisyon olabilir. Eğer bu iki parti iktidara gelirse, ayrılıkçı Bask ve Katalan siyasi partilerin dışarıdan desteğine ihtiyaç duyulması muhtemel görülüyor.
Seçimlere ilişkin son anketler, Halk Partisi’nin yüzde 33-36, Sosyalist Parti’nin yüzde 29’un altında, Vox ve Sumar’ın ise 12.5-13.5 arasında oy alacaklarına işaret ediyor. Meclisteki koltuk dağılımı ise tahmini olarak şu şekilde: PP (129-140), PSOE (106-113), Vox (35-40), Sumar (32-39), diğer siyasi partiler (48-55). Bu durumda çoğunluk için 176 sandalyeye ihtiyaç duyulacak.
