“Eğitim önce ailede başlıyor”

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

“Eğitim önce ailede başlıyor”Okul öncesi öğretmeni Duygu Özay, tvDEN ekranlarında Selime Aydemir’in hazırlayıp sunduğu Uzmanına sor programına konuk olarak okul öncesi eğitim hakkında bilgi verdi. Özay, “Eğitim önce ailede başlıyor” dedi.
 
Mehmet Aydın – AYDIN – Birlik Haber Ajansı (BHA)
 
Okul öncesi eğitime liseden bu yana devam ettiğini ve staj yaparken mesleğine ne kadar bağlandığını ifade eden Özay, “Liseye beni özellikle bunun için gönderdiler. Ben lisede de bu bölümü okudum. Stajlara gitmeye başlayınca çok sevmeye başladım. Staj görene kadar bu mesleğe bağlı hissetmiyordum ama nasıl ki staja başladım, anaokulunu ortamında kendimi gözlemledim, çok sevdiğim bir meslek oldu” diye konuştu.
 
“OKUL ÖNCESİ EĞİTİM 3 YAŞINDA BAŞLAMALIDIR”
 
Özay, çocukların eğitime başlama yaşının çocuğun gelişimine göre farklılık gösterebileceğini vurgulayarak, eğitime başlama gereksinimlerini şu ifadelerle aktardı: “Çocukların eğitime başlama yaşı aile yapısına göre de değişkenlik gösterebilir ama yaşamın ilk 3 yılında, temel güven duygusunun oluştuğu yıl olduğu için çocuğun bizzat temel ihtiyaçlarının giderilmesi de gerektiği için ebeveyn ile birlikte kalması öneriliyor. Uzman tavsiyeleri 3 yaştan itibaren okul öncesi eğitimin başlatılması yönünde. Anne ve baba çalışmak zorundaysa eğer çocuğuyla bizzat vakit geçiremiyorsa o zaman da kreşler öneriliyor. Kreşlerde biraz daha bakın ihtiyaçlarını giderilmesi bunun yanı sıra tabii ki eğitimde oluyor ama genelde çocukların temel ihtiyaçlarının da giderilmesi üzerine kurulmuş bir yer”
 
“BEBEKLİKTEN İTİBAREN EĞİTİLİYORLAR”
 
Çocuklarda eğitim sürecinin bebekliklerinden bu yana sürdürüldüğünü ifade eden Özay, çocuklara günlük yaşam becerilerinin kazandırılmasını vurguladı. Özay, “Çocuklar bebekliklerinden itibaren zaten eğitilmeye başlanıyor. Şöyle yapıyoruz, çocukların gece gündüzü ayırt edebilmesi için bile onu eğitiyoruz. Gece
 
uyandığında ışıkları açmıyoruz. Anneler bilirler ışıklar kapalı çocuğu emzirirsin ona o kavramı öğretirsin. Aslında burada eğitim başlıyor. 2 yaşından itibaren de ben şunu öneriyorum çocuklara muhakkak günlük yaşam becerilerini kazandırmak lazım. Mesela ellerini yıkamak gibi, tuvalet ihtiyacını anaokuluna başlamadan önce muhakkak tuvalet eğitimi verilmesi gerektiğini düşünüyorum çünkü tuvalete ihtiyacını tuvalet eğitimini almayan çocuklar okula gittiklerinde yani kendilerini iyi hissetmiyorlar” dedi.
 
“OKUL ÖNCESİ EĞİTİM İLE PAYLAŞMAYI ÖĞRENİYORLAR”
 
Çocukların anaokulu ve kreşlerde yaşıtları ile paylaşmayı, arkadaş olmayı öğrendiklerini ifade eden Özay, “Çocuklar ilköğretime hazırlanırken aynı zamanda paylaşmayı, işbirliği kurmayı, birlikte çalışmayı, arkadaşlarıyla olan çatışmasında ve ilişkisinde problemlerini çözmeyi, kendini ifade etmeyi öğreniyor. Çocuklar Bu dönemlerde kendi yeteneklerini kendi potansiyelini de keşfedebiliyorlar. Daha özgüvenli bireyler yetişiyor. Ayrıca okul öncesi eğitimi almış çocukların diğer yaşıtlarına göre çok daha önde olduğunu söyleyebiliriz. Bu dönem çocuğun kendi zeka potansiyelini keşfedip geliştirebileceği en önemli dönemdir” diye konuştu.
 
“ÇOCUKLARA OKULA GİDECEĞİ ANLATILMALI”
 
Okul öncesi eğitime çocukların alışma süreçlerinin olduğunu ve bu süreçte çocukların daha önceden anne baba tarafından bilgilendirilmesini vurgulayan Özay, bu durumla alakalı şu ifadeleri kullandı: “ Çocukların evde tek bir hakimiyeti var. Herkes seninle ilgileniyor ama o anaokuluna gittiğinde orada bir sürü çocuk var, paylaşmayı bilmiyor. Bu çocuk oraya gidince bir şeylerini paylaşmak zorunda. Çocuklar okula başlamadan önce muhakkak yalın, sade bir dille bilgilendirilmeli. Çocuğun okula başlayacağını bilmesi gerekir. Hatta bence muhakkak anne, baba, çocuk birlikte okulu gezmeli. Çocuklar okula başladığı zaman daha erken kalkması gerekiyor. Tam gün okula giden bir çocuk için konuşacak olursak sabah 8.30’da okulda olacak akşam 5 buçuğa kadar, belki okulda kalacak belki 6’yı bulacak. Çocuk bir anda bu sürecin içerisine girdiğinde çok zorlanabiliyor. Benim tavsiyem okula başlamaya karar verdikten sonra yavaş yavaş artık okulun saatlerine göre bu düzeni oluşturmak lazım”
 
“EĞİTİMDE BERLİN METODUNU KULLANIYORUM”
 
Okul öncesi eğitimde çocukları hem okula alıştırabilme hem de eğitimlerini kolaylaştırma yöntemi olarak Berlin metodunu kullandığını aktaran Özay, “Çocukları eğitirken Berlin metodunu kullanmayı seviyorum. Berlin metodunda da çocuğu yavaş yavaş sürece hazırlıyoruz. Bir anda aileden koparıp okula almak yerine bir anda eğitim sürecinin içerisinde çocuğun bocalamasına sebep olmadan yavaş yavaş sindire sindire çocuğun alışmasını sağlıyoruz. Mesela ilk gün geliyor çocuk bir saat okulda zaman geçiriyor sonra evine dönüyor. İkinci gün 2 saat, 3. gün 3
 
saat olacak şekilde çocuğun durumuna da bakıyoruz. Bu süreçte çocuğun direkt etkinliklerin arasında bocalamasına izin vermiyoruz, daha çok onun seveceği şeyler yapıyoruz. Oyun olabilir, dans olabilir, sevdiği bir karakter olabilir. Öncesinde aile ile konuşuyorum zaten çocuğun ilgisi olan şeyleri öğreniyoruz. Aileye yarım saat okudun uzaklaştırıyoruz sonra tamamen uzaklaştırıyoruz. Çocuk da öğretmenle güvenli bir ilişki kurduğu için okulun da güvenli bölge olduğunu artık kodladığı için sıkıntı yaşamadan okuluna devam edebiliyor” diye konuştu. (Birlik Haber Ajansı-BHA)

“Eğitim önce ailede başlıyor”