Edremit Çevre Derneği ; Dalyan’a ve geleceğe sahip çıkmak , imar değişikliğine ve satış kararına hayır demek için bugün bir basın açıklaması yaptı. Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanı Erden Köybaşı, Edremit Belediye Başkan Yardımcısı Tümdeniz Çelebi, CHP, İYİ Parti, Memleket Partisi, Deva Partisi İlçe Başkanları ve yönetimleri katıldı.
Pervin BÖLÜKBAŞI-BALIKESİR
Çevrecilerinde destek verdiği Dalyan beton olmasın konulu basın açıklamasında Edremit Çevre Derneği Başkanı Kubilay Saygın Öztürk; “Dalyan’da ki bu imar değişikliğine de, bu satış kararının uygulanmasına da karşıyız. Bu çok yanlış bir iş. Elimizden gelen her türlü meşru imkanı kullanarak, kamuoyunun ve seçmenin gücünü harekete geçirerek, Dalyan’ın beton olmasına engel olacağız. Bütün hukuki yolları denemekten, iptal ve yürütmeyi durdurma davaları açmaktan da kaçınmayacağız. Şu an bizim için bir sonuç değil, aksine daha yolun başındayız. Göreceksiniz, Edremit ile Burhaniye arasında, toplam alanı 5.000 dönümden az olmayan bir doğal yaşam parkı çok ama çok yakışacak. İnsanlar ve diğer canlılar için en akılcı çözüm de aslında bu olacak. “ dedi.
Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz’ın bu arazilerin satışı konusuna iyice kilitlendiğini söyleyen Edremit Çevre Derneği Başkanı Kubilay Saygı Öztürk; “ Bizlerin hiç anlayamadığı bir mecburiyeti var sanki. Israrı da bundan kaynaklanıyor. Fakat kendisine sormak zorundayız: Böyle bir arazide, imar faaliyeti olur mu? Deprem tehdidi sizi hiç korkutmuyor mu? Yol yapmanız, bu arazileri pazarlayacağınız kişiler için mi bir zorunluluk, yoksa vatandaş için mi, vatandaş içinse neden yıllardır beklediniz? Arıtma Tesisi’nin yaydığı koku ve kirlilik Altınkum sakinleri için çok önemli bir sorundu, neden taşınma işi yıllardır bekletildi de şimdi planlanan lüks villa arazilerini alacak kişiler için acele ediliyor? Olur da bu arazileri satarsanız, kuşlar, hayvanlar, balıklar doğadaki evlerini yitirecekler, yine çıkıp “flamingolar da az öteye insinler” mi diyeceksiniz? Acaba sadece rant odaklı mı sizlerin belediye yönetimi anlayışınız? Hiçbir bilimsel rapor alabildiniz mi bu konuyu uygulamaya almadan önce? Belediyeyi bir şirket gibi yönetme sevdası, sonuçta doğaya ve vatandaşa rağmen işler yapmaya dönüşmemeli. Yoksa ileride torunlarınız bile sizden hesap soracaklar. “ diye konuştu.
Edremit Çevre Derneği Başkanı Öztürk yaptığı basın açıklamasında şu sözlere yer verdi.
“Bugün bir kez daha Dalyan’dayız, yine yaşam alanımızı korumak için bir aradayız. Ne yazık ki, şu günlerde ülkemizin pek çok yerinde sergilenmekte olan doğa talanı girişimlerinden birisi de burada gerçekleştirilmek isteniyor. Edremit Körfezi’nin sonundaki bu bölge, binlerce yıllık Kazdağları ekosisteminin doğal bir uzantısı. Dağlardan süzülüp inen yeraltı suları ile denizin buluştuğu bu alanda, su zemine çok yakın ve denizin basmasına da çok açık. Eskiden epeyce geniş bir bölgeyi kapsıyordu. Sonra yazlık konut baskısıyla iyice küçüldü ve şimdi o koca Dalyan’dan geriye kalan son arazileri korumaya çalışıyoruz.
Bu koruma kaygımızın nedenleri belli. Dalyan bölgesi bir sulak alan özelliği taşıyor. Üstelik 1. derece deprem bölgesinde ve zemin sıvılaşması tehtidi var. Binlerce yıldır pek çok canlının barınma ve konaklama alanı olmuş burası. Mülkiyet açısından ise kamu ağırlıklı bir alan. Dolayısıyla kamu malı olan bu nitelikli alanın rasyonel, bilime uygun ve yine kamu yararına kullanılmasını istemek, biz vatandaşların en doğal hakkı. Burada beton olmaz, burada doğa korunur sadece. O yüzden 2018’den beri Hazine arazilerine çöp ve moloz dökülmemesini talep ediyoruz. “Dalyan’ı 1. derece doğal SİT alanı ilan ettirmeyi düşünecek bir kamu otoritesi yok mu?” diyerek açık çağrılarda bulunuyoruz. 2019 seçimleri öncesinde yayınladığımız bildirgeyle de, yerel yönetim adaylarına bu arazileri “doğa parkı” yapmayı benimsemelerini önermiştik. Ayrıca sürekli olarak sözü edilen ama özelliğini yitirmekte olduğu için pek de üzerinde durulmayan, çeşitli müdahaleler ve kamu yatırımları neticesinde kurutulmak ve meraya dönüştürülmek istenen “Akçay Sulak Alanı” için de çağrılar yaptık.
Fakat bu arazileri sadece “para” olarak gören ve imara konu etmeye çalışanlar da var. Bunlar yanlızca bir meslek veya çıkar grubu da değil. Bugün yerel yönetimlere de bu alayış hakim durumda. Nitekim 2020 başında il toplamında 2.000 dönüm araziyi Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan şartlı ve süreli olarak devralan Balıkesir B. Belediyesi’nin hedefi de sadece satış geliri elde etmekti. Bu arazilerden 380 dönüm olanı Dalyan’da. Ancak bu satış konusunun kamuoyu tarafından öğrenildiği Şubat 2021’den bu yana da haliyle önemli bir direnç ortaya çıktı. Bunun nedeni, Edremit’e ait bu arazinin satılması halinde gelirin nerede kullanılacağının belirsiz olması değildi sadece. Esas önemlisi, yukarıda sıraladığımız sakıncalara rağmen, buranın imara açılması, altyapısı da yetersiz olan bu bölgeye ilave nüfus yığılmak istenmesi ve bunun yaratacağı yeni sorunlardı. Arazi devri yapılırken konulan üç yıllık süre, 2023 yılı Şubat’ında sona erecek. Bu nedenle de gayretlerini arttırdı Balıkesir B. Belediyesi. Ancak bu 380 dönümü satması halinde, hemen yanındaki 169 ve 57 dönüm Hazine arazilerine de niyetlendiği çoktan belli oldu. Oysa 57 dönüm üzerinde şimdi Zeytinli Atıksu Arıtma Tesisi çalışmakta.
Görüldüğü üzere konu biraz karmaşıklaştı, “al bu parseli sat” basitliğinde değil artık. Üstelik, Edremit Çayı’nın her iki yakasını da kapsıyor. Ayrıca bu durumu fırsat bilip, cesaret alarak yeni sahil siteleri kurmaya çalışanlara da inşaat ruhsatları verdi yerel yönetim. Akçay Mahalli Sulak Alanı için bir koruma kararı alınıp sınırları belirlenmeden, bu bölgede derenin her iki tarafında da imar, satış ve kamu yatırımı kararları verilmesi çok hatalı oldu. Diğer sakıncaların yanı sıra bu hususun da altını çizmek gerekiyor. İşte bu nedenlerle, 2021 yılı başından itibaren ilçemizde ve Balıkesir’de mülki idare ve yerel yönetimlerle çeşitli toplantılar yaptık. Meclis üyelerinin de katıldığı görüşmelerde konunun sakıncalarını anlattık, vatandaşların başına yeni sıkıntılar açılmaması için bu satışı durdurmaya uğraştık. Nihayetinde sadece “istemiyoruz” demekle de yetinmedik, bu arazilerde ne yapılması gerektiğini somut hale getirmeyi tercih ettik. Mart 2021’de “Dalyan Satılmasın, Doğa Parkı Yapılsın” çağrısıyla bir imza kampanyası başlattık. Aylarca uğraşıp çalışarak bir doğal yaşam parkı projesini hazırladık. Şehir plancısı ve mimar dostlarımızın katkılarıyla hazırlanan bu projeyi ve vatandaşların verdiği 33.436 imzayı yanımıza alarak 14 Haziran 2021’de Yücel Yılmaz’ın kapısını çaldık. Bu projenin Büyükşehir Meclisi gündemine alınması istedik. Fakat bu talebimiz karşılık bulmadı, başkan konuyu Meclis’e götürmedi. Bunun üzerine Meclisi’ndeki CHP ve İYİ Parti grup toplantılarına giderek projemizi anlattık ve değerli üyelerin kendi imzalarıyla bunu bir önerge olarak Meclis’e sunmalarını talep ettik. 18 üye önergeyi imzaladı ve 12 Ağustos’ta Meclis’te oybirliğiyle kabul edilerek İmar Komisyonu’na iletilmesine karar verildi. Fakat 26 Ekim 2021’de Meclis’e dönen bu önerge, İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanlığı’na “daha detaylı görüşülmek üzere” havale edildikten sonra bir daha geri gelmedi. Halen de orada bekletiliyor usulsüz bir şekilde.
Bu arada, ilginç bir şekilde 21 Kasım 2021’de “kesin korunacak hassas alan” ve 28 Kasım’da “nitelikli doğal koruma alanı” ile “sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanı” tescil ve ilanları yapıldı bölgede. Buna önce sevindik, zira koruma işini ciddiye aldıklarını düşündük. Fakat sonradan öğrendik ki, amaç koruma yapmak değil bu arazilerdeki mevcut imar planlarını geçersiz kılmakmış. Nitekim 2022 başında bu sahayı da içine alan 1.065 dönümlük yeni bir imar planı için hazırlığa başlamışlar. Anlaşılan o ki, Dalyan’da bitişik nizam ve 4-5 katlı imarı Çevre Bakanlığı sakıncalı bulunca, yeni imar planıyla bir çıkış aranmaya girişilmiş. Israra bakar mısınız? Kasım 2022’de bu planın Balıkesir Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü’nde işleme konulduğu duyurusunu gördük. Dosyayı inceledik, Edremit’ten çeşitli meslek odaları ve alanında uzman doğa dostlarının da katkısıyla, itiraz dilekçelerimizi hazırlayıp 20 Aralık’ta ilgililere verdik. Dosyadaki yanlışları ve çeşitli kamu kurumlarının “bu işi yapmayın” uyarılarını gördüğümüz için, itiraz dilekçelerimizin dikkate alınması gerektiğine inanıyoruz.
Fakat Balıkesir B. Belediyesi’nin bu arazilerin satışı için ısrarlı gayreti devam etti. Bizler bu işte hiç bir kamu yararı görmüyoruz. Fakat onların girişimleri sadece imar değişikliğiyle de sınırlı kalmıyor. Hem BASKİ’yi Ülkü Yolu’nun inşaasına başlattılar, hem arıtma tesisi için acele olarak yeni bir yer bulma ve taşıma girişimlerini hızlandırdılar ve hem de 30 Aralık’ta aniden gündeme alarak bu kamu arazilerinin satışı için Meclis’ten yetki istediler. Muhalefet adına itiraz konuşması yapan Edremitli üyenin bütün uyarılarına rağmen de Meclis çoğunluğundan bu yetkiyi aldılar. Başından bu yana, tüm tarafları dinlemek suretiyle, ortak yararlar için bir çıkış yolu bulmak yerine, ısrarla kendi amaçları için kurguladıkları yöntemleri izlemeyi yeğlediler. Sonra da buna “katılımcı belediye” diyorlar?
Artık kamuoyu Yücel Yılmaz’ın bu arazilerin satışı konusuna iyice kilitlendiğini görüyor. Bizlerin hiç anlayamadığı bir mecburiyeti var sanki. Israrı da bundan kaynaklanıyor. Fakat kendisine sormak zorundayız: Böyle bir arazide, imar faaliyeti olur mu? Deprem tehdidi sizi hiç korkutmuyor mu? Yol yapmanız, bu arazileri pazarlayacağınız kişiler için mi bir zorunluluk, yoksa vatandaş için mi, vatandaş içinse neden yıllardır beklediniz? Arıtma Tesisi’nin yaydığı koku ve kirlilik Altınkum sakinleri için çok önemli bir sorundu, neden taşınma işi yıllardır bekletildi de şimdi planlanan lüks villa arazilerini alacak kişiler için acele ediliyor? Olur da bu arazileri satarsanız, kuşlar, hayvanlar, balıklar doğadaki evlerini yitirecekler, yine çıkıp “flamingolar da az öteye insinler” mi diyeceksiniz? Acaba sadece rant odaklı mı sizlerin belediye yönetimi anlayışınız? Hiçbir bilimsel rapor alabildiniz mi bu konuyu uygulamaya almadan önce? Belediyeyi bir şirket gibi yönetme sevdası, sonuçta doğaya ve vatandaşa rağmen işler yapmaya dönüşmemeli. Yoksa ileride torunlarınız bile sizden hesap soracaklar.
Dostlar, bu imar değişikliğine de, bu satış kararının uygulanmasına da karşıyız. Bu çok yanlış bir iş. Elimizden gelen her türlü meşru imkanı kullanarak, kamuoyunun ve seçmenin gücünü harekete geçirerek, Dalyan’ın beton olmasına engel olacağız. Bütün hukuki yolları denemekten, iptal ve yürütmeyi durdurma davaları açmaktan da kaçınmayacağız. Şu an bizim için bir sonuç değil, aksine daha yolun başındayız. Göreceksiniz, Edremit ile Burhaniye arasında, toplam alanı 5.000 dönümden az olmayan bir doğal yaşam parkı çok ama çok yakışacak. İnsanlar ve diğer canlılar için en akılcı çözüm de aslında bu olacak.” Dedi. (Birlik Haber Ajansı-BHA)